Sigara Endüstrisinin Oyunu

Sigara Endüstrisinin Oyunu: İspanya modelinin sonu geldi mi?Tobacco Control, 21.10.2009,

Sigara Endüstrisinin Oyunu: İspanya modelinin sonu geldi mi?
 
28/2005 sayılı İspanya’nın tütün kontrolüne ilişkin yasası çoğu kapalı kamusal alanda sigara içilmesini yasakladığı halde, bar ve restoranlar, oteller ve havaalanları gibi kamusal alanlarda ayrı sigara içme bölmeleri ve havalandırma yoluyla sigara içilmesine izin veren istisnaları içermektedir. Bu haliyle İspanya yasası Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nin (DSÖ TKÇS) 8’inci Madde Uygulama Kurallarına ters düşmektedir, zira söz konusu Madde’ye göre Sözleşme’ye taraf olan devletler tüm kapalı kamusal alanlarda, işyerlerinde ve tüm toplu taşıma araçlarında ikinci el tütün dumanına karşı tam koruma sağlamakla yükümlü bulunuyorlar.
 
Monique E Muggli, Nikki J Lockhart, Jon O Ebberts, Carlos A Jimenez-Ruiz, Juan Antonio Riesco Miranda Miranda ve Richard D Hurt’un 21 Ekim 2009 tarihinde Tütün Kontrolü dergisinde yayınladıkları “Yasama toleransı: İspanya’nın ulusal dumansız hava sahası yasası” başlıklı makalelerinde sigara şirketlerinin İspanya’nın bu yasasını başka ülkelerde dumansız hava sahası yasaları için model olarak teşvik ettiğinin altı çiziliyorlar. Sigara şirketleri tarafından desteklenen istisnalar yoluyla başka ülkelerde de dumansız hava sahası yasalarının zayıflatılmasını önlemek amacıyla, yazarlar İspanya’da yasanın uygulamaya geçmesinden önce sigara şirketlerinin taktiklerini incelemişler ve bu eylemlerin ikram sektörü üzerindeki sonuçlarını değerlendirmişler.
 
Bu amaçla, ABD’de mahkeme kararı ile el konulan ve 1980’lere kadar geriye giden uluslararası sigara şirketlerinin iç yazışma belgeleri 2008-2009 yıllarında incelenmiş. Yapılan incelemede, bu belgelerin sigara şirketlerinin ayrı sigara içme bölmeleri ve etkisiz havalandırma teknolojilerini önererek ikram sektörü işletmelerini sigara yasaklarından korumaya çalıştıklarını, Madrid belediyesi ile ikram sektörü arasında denetimi olanaksız bir gönüllü uygulama anlaşması yapılmasına destek verdiklerini, havalandırma standartlarının belirlenmesini etkilediklerini ve İspanyol medyasını manipule ettiklerini gösterdiği saptanmıştır. Yazarlar İspanya Millet Meclisi’nin sigara şirketlerinin çıkarlarını yansıtmayan yeni ve kapsamlı bir dumansız hava sahası yasasını acil olarak yapması gerektiğinin altını çizmektedirler. Ancak bu şekilde İspanya yasası DSÖ TKÇS’nin 8’inci Madde Rehber Kuralları’na uyum gösteriyor olabilecektir.
 
28/2005 sayılı Yasa hangi ortamda çıktı?
 
Kapsamlı dumansız hava sahası yasalarının tütün ürünlerinin tüketimini azalttığı, sigara içenlerin sigarayı bırakma olasılıklarını yükselttiği, genç insanların sigara içmeye başlama oranlarını düşürdüğü ve sigara içmeyenlerin sağlık risklerini aşağıya çektiği konusunda çok çeşitli bilimsel kanıt bulunmaktadır. İspanya da, bu çerçevede, 2005 yılında Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf olmuştur. Sözleşme’nin 8’inci Maddesi tüm taraf devletleri toplumlarını ikinci el tütün dumanına karşı korumakla yükümlü kılmaktadır. Bu Madde’ye ilişkin Uygulama Kuralları da bu yükümlülüğün yerine getirilmesi için yegâne etkili önlemin kapalı alanlarda % 100 dumansız hava sahası olduğunu ifade etmektedir. Zira, sigara şirketleri tarafından hâlihazırda teşvik edilen ayrı sigara içme bölmelerinin ve havalandırmanın etkisiz olduğunu ve sigara içmeyenleri ikinci el tütün dumanına karşı koruyamadığını gösteren yine çok sayıda bilimsel çalışma bulunmaktadır.
 
Aynı yıl İspanya 28/2005 sayılı kendi dumansı hava sahası yasasını yürürlüğe sokmuştur. DSÖ TKÇS’nin 8’inci Maddesi Uygulama Kuralları’nın içeriğine ve ruhuna ters düşen bu yasada sigara şirketleri tarafından desteklenen çok sayıda istisna bulunmaktadır. Örneğin Yasa, bazı kamusal alanlarda fiziksel olarak ayrılmış ve ayrı havalandırması olan sigara odalarına, bar ve restoran gibi ikram sektörü işletmelerinde “Müşterilerin Kullanım Alanı”nın büyüklüğüne bağlı olarak sigara içilen kısımlarına ve opsiyonlu havalandırmaya izin vermektedir. Uygulamada, 100 m2’den daha az servis alanı bulunan işletmelerde sigara içilip içilmeyeceğine işletmeci karar vermekte, 100 m2’den daha büyük servis alanı olan işletmeler ise servis alanının % 30’unu geçmeyecek şekilde sigara içilen kısım havalandırması yapabilmektedirler. Oteller de odalarının % 30’una kadar kısmında sigara içilmesine izin verebilmektedir.
 
İspanyol yasası etkisiz olduğu kadar, karışıklığa neden olduğu için de çok eleştirilmiştir. Yasadaki “Kullanım Alanı” kavramı için anlamlı bir tanım bulunmadığından, işletmeler servis alanlarını küçük göstererek tamamen sigara içilmesine izin verilen işletme kategorisinde kendilerini göstermeye çalışmışlardır. Aynı mekânda hem bar hem restoran bölmesi olduğunda bunlar ayrı işletmeler gibi gösterilmiştir. Yasa yürürlüğe girdikten iki yıl sonra İspanya Sağlık Bakanlığı Yasa’nın uygulanmasında bar ve restoranların en zayıf halkayı oluşturduklarını ve 350.000 restoran işletmesinden sadece 40.000 adedinin tamamen tütün dumansız olduğunu ya da bölmelendirildiğini rapor etmiştir.
 
Araştırma bulguları
 
Uluslararası sigara endüstrisi (USE) 1980’lerden 2001 yılına kadar uzanan dönemde yaptıkları iç yazışmalarının incelenmesinden, USE’nin İspanya’da barların ve restoranların kültürel özellikleri nedeniyle, bu ülkede pazar büyütme gayretleri için İspanyol ikram sektörüne asli bir işlev yüklediği anlaşılmaktadır. USE, ikram sektörü işletmelerinde sigara içilmesine devam edilmesinin, sigara içmenin kabul edilir bir davranış olarak sürmesini ve müşterilere etkin biçimde erişilmesini olanaklı kıldığını ifade etmektedir. USE için İspanya pazarı özel bir önem taşımaktadır. İspanyolların kendi evlerinden çok ikram sektörü işletmelerinde vakit geçirdiklerinden bahisle, bu ülkedeki ikram sektörü stratejilerinde sosyal gerekler ve kültürel normlara dikkat çekilmektedir.
 
USE danışmanları ayrıca, Batı Avrupa’nın dünyanın geri kalanı üzerinde etki sahibi olduğunu, politikaların önce burada ortaya çıkıp buradan diğer ülkelere yayıldığını, bu yüzden İspanya’nın “saldırılması” gereken bir Pazar olduğunu ifade etmişlerdir. Bir başka belgede, “Eğer şirket genç insanları ele geçirmek istiyorsa, önce onlarla yakınlık kurmalıdır” denmektedir. Bu doğrultuda, söz konusu şirket, düzenli olarak tüketicilere “rahat sosyal ortamlarda” erişmek için ikram sektörü işletmelerini kullanmayı iş planı haline getirmiştir.
 
Bir USE şirketinin dünya geneli için ikram sektörü stratejisinde, genç insanların ikram sektörü işletmeleri içerisinde sigara markalarına maruz kalmasının perakende sigara satışlarını arttırdığı ifade edilmektedir. Bu stratejiye göre, marka ile kentteki en popüler mekânlar arasında bir bağ olduğuna dair üstü örtülü mesaj verilmesi, bu algının oluştuğu ortamda genç insanlara ürünün denetilmesi ve bunun sonucunda satışların arttırılması söz konusudur.
 
İspanyol tarzı PR kampanyası: Tercih hakkı
 
1990’lı yıllar boyunca USE İspanya’da sözde “tercih hakkı” politikalarının benimsenmesi için uğraş vermiştir. USE tarafından on yıldır yürütülen bu “tercih hakkı” kampanyalarının en iyi belgelenenlerinden birisi İspanya’da Uluslararası Otel Birliği tarafından uygulanmıştır. 1999 yılına ait bir USE belgesinde “tercih hakkı” kampanyalarının “sigara yasaklarını durdurma” konusunda çok başarılı olduğu ifade edilmektedir. Bu çerçevede, USE faaliyetlerine destek olması açısından “hoşgörü seven sigara içenler kulübü” gibi kuruluşlar ihdas edilmiş, daha sonra bu kuruluşlar “anlayışlı yasama” yapılması için milletvekillerine yönelik kampanya yürütmüşlerdir.
 
Bir USE şirketinin “sosyal kabul programı”nın amacı bir belgede, “sigara içmenin sosyal kabul edilirliğini arttırmak, ya da daha doğrusu, karşıtların mesnetsiz saldırılarını bloke etmek” olarak tanımlanmıştır. Bu belgeye göre, programın Avrupa’daki lansmanı için İspanya seçilmiş, zira USE’nin İspanya’da gazeteciler ve bilimciler ile bağları bulunuyor, İspanya’da olumlu yaklaşım sahibi bir bölgesel hükümet var, kısa sürede sonuca ulaşmak mümkün ve burada geliştirilecek İspanyol modeli başka ülkelere de ithal edilebilir ve uyarlanabilir.
 
Bu kapsamda, 1992 yılında bir USE şirketi bir PR şirketi ile anlaşarak kendisine “İspanya’da tütün alanında gereksiz yasal düzenlemelerin etkisini azaltacak uzun vadeli bir program tasarlamasını” istemiştir.
 
Aynı şekilde, bir başka USE şirketi 1995 yılında İspanya’da “sigara içmenin yeniden sosyalleşmesi” projesini başlatmıştır.  Projenin mesajı şöyledir: “Sigara içip içmemeye insanlar karar versin, politikacılar değil. İhtiyacımız olan pratik çözümlerdir, gelişigüzel yasaklar değil.”
 
Etkisiz havalandırma için tanıtım ve teşvik
 
USE şirketleri “hoşgörülü pazar” olarak nitelendirdikleri İspanya için, sigara yasaklarına karşı mücadelede iyileştirilmiş iç mekân hava kalitesi promosyonuna başvurmuştur. 1996 yılında bir yarışma açılarak havalandırma üreticilerinden ikram sektörü işletmeleri için sistemler geliştirmeleri istenmiştir. USE şirketleri bu yarışmanın içinde yer almışlar, hatta kendileri de uluslar arası araştırma birimleri sayesinde ürünler ve projeler geliştirmişlerdir, ancak patent haklarını kaybetmemek için son anda yarışmadan çekilmişlerdir. Bir USE belgesinde, “havalandırma/tercih hakkı” programının amacının restoran sahiplerine iç mekân hava kalitesi sorunlarını çözmelerinde yol göstermek olduğu ifade edilmektedir.
 
Medya manipulasyonu
 
USE İspanya’da 1990’lı yıllarda bazı gazetecileri, kendileriyle ikinci el sigara dumanı hakkındaki görüşlerini paylaşmak üzere, uzun süreli olarak “ağırlamıştır”. 1995 yılına ait bir USE belgesinde, buradaki amacın “bu önemli gazeteciler ile açılan diyalog kapısından yararlanmak ve gazetelerinde her hafta yazdıkları yazılarında bizim mesajlarımıza ve çıkarlarımıza yer vermelerini sağlamak” olduğu ifade edilmektedir. Bu faaliyet sonucunda, söz konusu gazetecilerin ikinci el tütün dumanının sigara içmeyenlere yönelik sağlık zararı olmadığı ve nikotinin bağımlılık yapmasına karşın bir narkotik madde olmadı konusunda hemfikir oldukları belirtilmiştir
 
İspanya modelinin sonuçları
 
Yapılan araştırma, İspanya’da USE şirketlerinin temel amacının kapsamlı nitelikte bir dumansız hava sahası yasasının önlenmesi olduğunu ortaya koymaktadır. Günümüzde bu şirketler zayıf İspanyol yasasının başka ülkelerde de benimsenmesi için çaba göstermektedirler. İspanyol Yasası yürürlüğe girdikten sonra, Şili, Danimarka, Portekiz ve Romanya gibi birçok başka ülkede de “servis alanı” bazlı istisnalar içeren yasalar yapılmıştır. Ağustos 2008’de bir USE şirketi, Guatamala’nın dumansız hava sahası yasasının İspanyol modeli doğrultusunda değiştirilmesini önermiştir. Hatta araştırmanın yazarlarından biri USE’nin Çek Cumhuriyeti’nde yürüttüğü İspanyol modeli lobiciliğini engellemek üzere yürütülen çabalara destek vermek üzere bu ülkeye davet edilmiştir.
 
“İspanyol modeli”nin incelenmesinin gösterdiği önemli bir sonuç, USE şirketlerinin ikram sektörünü sadece dumansız hava sahası düzenlemelerine karşı savaşmak için değil, sigara pazarının büyümesi için de bir anahtar olarak gördükleridir. Nitekim, İspanyol İkram Federasyonu 28/2005 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği süreçte gazeteler, TV ve radyolar aracılığıyla “tercih hakkı” mesajı veren bir PR kampanyası yürütmüştür. 2005 yılında İspanya Millet Meclisi Sağlık Komisyonu önünde yaptığı açıklamada Federasyon Başkanı, sigara yasaklarının 20.000 kişinin işini kaybetmesine neden olacağını iddia etmiştir, oysa Yasa yürürlüğe girdikten sonra 2006 yılında sektörde istihdam % 5.4 oranında artmıştır.
 
Yasa yürürlüğe girdikten sonra yapılan çeşitli araştırmalarda, ikram sektöründe dumansız hava sahasına sahip işletme sayısında artış olmadığı, ikinci el sigara dumanının sağlık zararları hakkında açık sağlık uyarılarının yapılmadığı, sigara içme oranlarının değişmediği ve çocukların % 35’inin hala evlerinde ikinci el sigara dumanına maruz kaldıklarını gösterilmiştir. Sigara içen ikram sektörü çalışanlarının günde içtikleri sigara sayısının sadece 17.9’dan 16.3’e düştüğü, ancak solunum semptomları veya sigara bırakma oranları gibi diğer değişkenlerde bir farklılık olmadığı belirlenmiştir.
 
İspanya modelinin dünya genelinde politikalaştırılması
 
Bu araştırmada da gösterildiği üzere, USE şirketleri gazetecilere ve bilimcilere yönelik çalışmalarıyla on yıllardır ikinci el tütün dumanının sağlık etkileri hakkında kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesi için çaba göstermektedir. USE dünya genelinde ikram sektörü derneklerine fon sağlayarak, bunları bizzat kurarak ve manipule ederek, “tercih hakkı” programları altında bu kuruluşlar aracılığıyla kendi gündemini gerçekleştirmektedir. Yine, USE şirketleri ikinci el tütün dumanın sağlık zararlarını reddetmekte ve uluslararası düzeydeki programlarında bu görüşü yaygınlaştırmaya çalışmaktadırlar.
 
USE’nin İspanya’daki çabaları sonuç vermiş, şirketler bu ülkede on yıllardır sürdürdükleri kampanyalarının semeresini 28/2005 sayılı etkisiz Yasa ile almışlardır. Başarılı lobicilik faaliyetlerinin bir başka semeresini de, 2006 yılında açılan ve milyarlarca dolara mal olan yeni ultra modern Madrid Havaalanı’nın birçok koridorunda yer alan havalandırmasız sigara içme odaları ile aldıkları anlaşılmaktadır.
 
USE İspanya’nın etkisiz yasasını bir yasama modeli olarak kullanmaktadır. İspanyol modelinin teşvik edildiği ülkeler için, etkili önlemlerin alınması bakımından, USE şirketlerinin kapsamlı dumansız hava sahası yasalarını delmek için uyguladıkları taktiklerin kamuoyu tarafından anlaşılması gerekmektedir. DSÖ TKÇS’ne taraf devletler kendi tütün kontrolü yasalarını USE çıkarlarına hizmet etmesini önlemek zorundadırlar.
 
17 Ağustos 2009 tarihinde İspanya Sağlık Bakanı artık İspanyol halkının ikinci el sigara dumanına karşı korunması gerektiğini açıklamıştır. Bu amacı gerçekleştirmek üzere, İspanya Millet Meclisi DSÖ TKÇS’ne uygun yeni bir dumansız hava sahası yasası yaparak İspanyolları USE’nin ticari çıkarlarına alet olmaktan korumayı gündemine almak durumundadır.
 
Kaynak:
Monique E Muggli, Nikki J Lockhart, Jon O Ebberts, Carlos A Jimenez-Ruiz, Juan Antonio Riesco Miranda Miranda ve Richard D Hurt
“Legislative tolerance: Spain’s national public smoking law”
Tobacco Control, 21 Ekim 2009